Vücuttaki doku ve organlarda bulunan bir çok proteinler, ilgili yapıların yapısal ve işlevsel özellilklerini korumada yardımcı olur. Her bir protein, farklı görevleriyle bir arada uyum içinde bulunarak vücudun sağlıklı kalmasını sağlar. Bu proteinlerden en önemlilerinden birisi de kolajendir. Vücutta farklı türlerde yer alan kolajen proteinlerinin en temel görevi bağ dokusunu düzenleyerek vücudun doğal yapısını oluşturmaktır. Fakat bunun yanı sıra her bir özelleşmiş kolajen türünün birtakım farklı görevleri de bulunur. Vücudumuzda 4 faklı kolajen türü yaygın olarak bulunmaktadır Tip 1 kolajen : Vücuttaki kolajenin %90-nı oluşturur. Kemik,kas,diş,kıkırdak yapısında önemli yer alır. Dokuları bir arada tutup cildi korur, cildin elastikiyetini sağlayıp yara iyileşmesinde yer alır. Tip 3: Organların, arterlerin ve kasların hücre dışı matriksinin ana bileşeninden oluşur . Cildin sıkılığının korunması ve cilt esnekliğinde etkilidir. Tip 4: Derinin katmanlarında yer alan ve filtrasyona yardımcı olan kolajen türüdür. Cildimizin yüzde 80'ini oluşturur ve elastin adı verilen başka bir proteinle birlikte çalışır ve cildimize elastikliği sağlar. Vücudumuz yaşlandıkça kollajen üretimini azaltmaya başlar. Özellikle 25’li yaşlardan sonra vücutta kolajen üretimi yavaşlar ve 35 yaşından sonra yavaşlama daha da hızlanarak etkilerini daha çok göstermeye başlar. Bunun sonucunda ciltte sarkmalar, kırışıklıklar, eklem ağrıları meydana gelebilir. Bunun yanı sıra kadınlarda da menopozla birlikte kolajen üretiminde önemli bir azalma oluşur. Cildimizin protein ipleri olarak tanımlanan kollajen gençken gergin kalır, fakat yaşlandıkça uçlar yıpranmaya başlar ve gevşer. Vücudumuz kaybettiği kollajeni kaybettikçe hızlı bir şekilde yenileyemez. KOLLAJEN TAKVİYESİ Kolajen açısından zengin gıdalar veya kolajen üretimini artıran gıdalar tüketmek, kolajen sentezi için önemli olan prolin, lizin,glisin aminoasitlerini oluşturmanıza yardımcı olabilir. Kolajen seviyesini artırmak için içerik olarak kolajenin ağırlıkta olduğu besinler tüketmek önemlidir. Kollajen içeriğinden zengin besin denilince aklımıza gelen ilk şey kemik suyudur. Çünkü kolajen en çok kemik ve bağ dokularında bulunur. Kollajen sentezinin gerçekleşmesinde C vitamini de büyük öneme sahip olduğu için C vitaminin kaynağı olan meyve ve sebzeler de yeterince tüketilmelidir. Takviyelerdeki hidrolize kolajen farklıdır. Kolajen ile aynı amino asitlerden yapılırlar ancak vücudumuz tarafından daha kolay emilirler. Kolajen kullanmaya başlamadan önce piyasada satılan ürünleri kontrol etmenizde fayda var, çünkü her kolajen aynı sonucu vermeyebilir. Gıda takviyeleri bazı ilaçları kullanan kişilerde veya birtakım hastalıkları bulunan bireylerde olumsuz sonuçlara neden olabilir. Yine aynı şekilde kolajen eksikliği bulunmayan hastalarda bu takviyelerin kullanımı da istenmeyen etkiler yaratabilir. Dolayısıyla kolajen kullanmaya başlamadan önce mutlaka bir sağlık muayenesinden geçmeli ve hekime danışılmalıdır.
Kolajen; Glisin, prolin, hidroksiprolin, alanin, glutamin adı verilen belirli amino asit dizilerinden oluşan yapısal bir protein molekülüdür. Bağ dokularındaki ana proteindir ve tüm proteinlerin% 30'unu vücuttaki tüm protein miktarının yaklaşık olarak üçte birini oluşturur. Cildin kuru ağırlığının %75-ni oluşturur.Aynı zamanda cildin dolgun görünmesini sağlayan ve kırışıklıkları azaltan bir vücut komponentidir. Ayrıca kolajen tendonlarımızı, kemiklerimizi ve eklemlerimizi korumak ve onarmak için ihtiyaçımız olan amino asitler prolin ve glisin açısından da zengindir.
Kollajen vücudumuzun bağ dokusunu oluşturan ana yapısal proteindir. Bağ dokunun yapısında bol miktarda bulunan kolajen, hücre ve dokuların birbirine bağlanmasını ve bir arada tutulmasını sağlar .
Tip 2 kolajen proteinleri tip 1 kolajene oranla daha gevşek şekilde bir araya gelmiş liflerden meydana gelir. Tip 2 kolajen, hücresel olmayan kıkırdak matriksince üretilir. Kıkırdak matriksi, kıkırdak içinde bulunan sıvı benzeri bir yapıdır ve bağ dokularındaki kıkırdak oluşumunda etkilidir. Dolayısıyla Tip 2 kolajen eklem sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Ekrem ağrıları ve buna benzer çeşitli semptomların tedavisinde etkilidir.
Sıvının cilde giriş ve çıkışında etkili olan tip 4 kolajen, sindirim ve solunum yüzeylerini oluşturur. Cildin derin katmanlarında yer alan tip 4 kolajen, yağ ve organları çevreleyen bazal zarın oluşumunda da etkilidir.
C vitamini, bakır minerali gibi bazı mikro besin ögeleri vücutta kolajen üretiminde ve emiliminde çeşitli görevlere sahiptir ve bunların eksikliğinden kaynaklı olarak da kolajen üretimi azalabilir. Vücut glisin ve prolin adlı iki tane aminoasidi birleştirerek kolajen üretimini başlatır. Bu süreç için C vitamini de gerekmektedir.
Vucüdun gerekli kolajeni ürettiğinden emin olmak için bu besinler tüketilmelidir.
Kolajen takviyeleri, son yıllarda kullanımı yaygınlaşan gıda takviyelerinden bir tanesidir ve piyasada pek çok farklı formu bulunur. Suda kolajen, kolajen hapı, sıvı kolajen, toz kolajen gibi farklı kolajen takviyesi alternatifleri vardır. Öncelikle dikkat edilmesi gereken nokta, kolajen takviyesine başlanmadan önce hekime danışılması gerektiğidir.
21 Eylül 2021
Botoks uygulaması sonrası görülen komplikasyonlar ve yan etkiler injeksiyon ile ilişkili veya botulinum toksin ile ilişkili olarak sınıflandırılabilir.
DEVAMI